1 Nisan 2019 Pazartesi

EDİRNE SAAT KULESİ


Günübirlik Edirne gezisine çıkmadan önce, "şehirde saat kulesi varmı" diye araştırdım ve mevkisini öğrenip, notlarımı da alarak yola koyuldum.

Şehirdeki gezim sırasında tanıştığım bir sanat tarihçisinden Edirne'nin, Roma döneminde ordugah amaçlı kurulan, etrafı surlarla çevrili bir Castrum yani kale şehri olduğunu öğreniyorum.

 Saat kulesini görmek umudu ile Üç Şerefeli Cami'den çıkıp yolun tam karşısına doğru yürüdüğümde, etrafı çöp atıkları ve otopark olarak kullanılan bir kalıntı ile karşılaştım.

 Bu yapı Roma İmparatoru Hadrianusun, (117-138) yaptırdığı Edirne Kalesi'nin dört büyük burcundan Makedonya Kules imiş; 19. yüzyıl sonlarına kadar varlığını sürdüren kule ve burçlardan kalan tek burç olduğunu, Bizans devrinde de tamir görmüş bu burçlardan iki tanesi üzerinde birer Bizans kitabesi'nin, kitabelerden birinin Edirne Müzesinde, ikincisinin ise bu gördüğüm burcun üzerinde yer aldığını öğreniyorum.

 Edirne'ye dair 1889-1901 yılları arasında yaşamış Ahmet Badi Efendi'nin sadece el yazması olarak kalan üç ciltlik kitabından öğrenildiğine göre, kulenin son Bizans dönemine ait ve üzerinde "Tanrım, dindar ve İsa dostu hükümdarımız Ioannes'e yardımcı ol" yazılı tuğla kitabe bulunmakta imiş. dökülen sıvaların altından bir kaç harfine ait kalıntılar, bilen gözler tarafından zorlukla seçilebilmekte.

 Osmanlı döneminde ise bir süre cephanelik, daha sonrasında da Askeri okul olarak kullanılmış. 1866-1870 yıllarından itibaren Vali Hurşit Mehmet Paşa tarafından şehir içerisinde hastane, hükümet binası,kışla ve okul yapılması için taşlarından yararlanılmış ve bu nedenle kale yıkılmış.

 Edirne valisi Erzincan'lı Hacı İzzet Paşa tarafından 1886 yılında tek kalan kalenin burcu üzerine ahşap olarak, saatkulesi inşa ettirilmiş. Burcun tepesine demir parmaklık ve üstünde  yukarı doğru küçülen ahşap ve pencereli dört kat bulunmakta imiş. Her birinin etrafında demir parmaklıkları olan bu katlar, sekiz köşeli ve her yüzünde birer saat bulunan dört cepheli bir köşk varmış.

 Hani çocukken masal anlatırdı büyüklerimiz, heyecanla dinler dimağımızda canlandırmaya çalışırdık. Bu saat kulesinin hikayesi bende aynı etkiyi oluşturdu. Orijinalinin fotoğraflarını sonradan gördüğüm bu saat kulesi, şimdiler de bizlere utanın der gibi... Saat kulesinin ahşap katları, 1894 yılında tamamen yıktırılarak, kagir, tuğladan üç kat olarak inşa ettirilmiş, süslenerek Neoklasik bir tarzda tekrar yapılmış. Tepedeki köşkün cephelerine de Fransa'dan getirtilen saatler takılmış.

Anlatılar; Roma devri burcu üzerine inşa edilen kule, Osmanlı şehirlerinde yapılan birbirinden değişik saat kuleleri içinde, mimarî bakımından Aynı zamanda yangın kulesi olarak da düşünülmüş olan kule, eski bir kartpostalda da bu şekilde geçmektedir.


Depremde çatladığı öne sürülerek 1953'te "yıkılma tehlikesi ve aynı zamanda şehrin silüetini bozduğunu" öne sürenlerin de gerekçesi ile dönemin Belediye Başkanı tarafından karar verilip, üst iki katı dinamitlenerek yıkılmış. Tarihi değeri ve önemi çok büyük olan saat kulesinin tamir ve restorasyonu için çalışmaların yapıldığı söylense de; ne murada erilmiş ne de kerevetine çıkılmış.


Burçin Midilli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder